Sevgiler
benden sana…

Sarı
pembe yollar düşledim yıllar boyunca…
Dönüşü
olmayan yollarda yaşadım yıllarca.
Bir
memleketimi sevdim bir de denizi…
Yolların
yıllara karıştığı zamanlardan birinde bir sevda masalı
anlatıldı. Kısa cümleleri vardı. Sadece yüklemden oluşan…
Öznesi gizli olan, etkisi olmayan, yeri ve zamanı belli olmayan
eylemlerdi. Noktası olmayan, virgülle bağlanmış hayatlardı.
İçinde aşk olmayan, kara sevdalardı.
Bir
kadının dökülen saçlarındadır aşk.
Gülüşündedir
sımsıcacık duyguları.
İncitmeden
bakmaktır gözlerine.
Dokunabilmektir
ellerine
Sessizce
ağlayabilmektir
Aşk!
Zamandan
öte zaman, masal içinde masal vardı. Ne bugünü vardı ne de
dünü. Günler, mevsimler… Sonbahar, yaz ve yine sonbahar… Başka
mevsim yoktu bizim oralarda. Bizim sevdamızda. Özgürlüğün adı
konmamış sevdasında. Özgürlüktü sevmek. Uçmaktı mavi beyaz
bulutlarda. Yaşamaktı sevdamız… özgürce… uygarca… sevgi
dolu… beraber… kardeşçe!
Memleket
türküleri söyledik içimizden
Yürekten
sevdik birbirimizi en derinden
Etten
kemikten insandık en nihayetinde
Darıldık
sarılamadık kalbimizden…
Gökten
üç elma düşmedi masalın sonunda. Yaşayanlar üzüldü, yollara
düşenler geri dönmedi. Sevdalar anlatılamadan yarım kaldı.
Kısa
yol hikayeleriydi zamanın içinde yaşanan ve anlatılan. Zamanı
durduramadığımız, zamanın içinden geçtiğimiz zamandı. Yaprak
misali savrulduğumuz yollardı. Yıllar yılı gideceğimiz…!
Yollar,
yollar…
Gidip
de dönmediğim , dönemediğim yıllar.
Kaldırım
taşlarında kaybettiğim yıllarım.
Köşe
başlarında kavuştuğum ümitlerim.
Ümidimin
ışığında bulduğum sevgim.
Yol
boyu uzanan
ince
bir müzik sesi duyulur duyulmaz
yitirilen
gerçekler, sevgiler.
Hayaller
dolu dünyamız
Bizim
dünyamız, umut dünyamız.
Umut
ekip hüzün biçtiğimiz dünyamız.
Derya
Balcı /KHA
0 Yorumlar