Kahvelerin daha bir koyu
Çayların demli olduğu bir mevsimden geçiyoruz.
Sukütla yaprakların arasında yürüyen, düşünceli insanlar! Ömrün o sağanak yağışlarında, ayakları ıslak ve tedirgin düşler...
Her yalnızlığın kendi ipini çektiren bir mevsim.
Dert yüklü hüzünlerin soğuğunda üşüyen bir hazan...
Bir kitabın arasında kurutulan çiçek kadar bile değildir bazı emekler...
Başı dik, mağrur ağaçların sayfalar gibi dökülen yaprakları...
Ve insanlar!
Kimi kin nefret dolu, kimi can telaşında, kimi de iyimser gönül yorgunları...
Sorgularda olabilenlere ne mutlu...
Mevsim sonbahar ve bulutlu.
Islak sokakların suya akseden gölgeleri...
O mahalle senin, bu mekan benim insanlarıyla dolu mevsim kuşları…
Kalabalıklar da yalnızlık...
Devrilmiş çöp kutularında kediler nevale arıyor...
İç çektiren ufuk martıları Saklanan sırlar gibi sessiz kimsesiz
Med cezir denizlerde değil sadece...
Gidenler, gelenlere selam verir bazen de.
Pencerede Nazenin teyze, bekler ölümü belki de..
Issız sokaklar mevsimindeyiz artık…
Kalabalıklar biter, hüzün yağar bu zamanlar…
Caddelerin parlayan asfaltlarına düşen yapraklar...
Ağırlanıyor rüzgar çıkana kadar.
Darmadağın saçlar,
Nemli gözleri saklıyor hep yere bakarak
Ve göçmen kuşlar, göçmeyen kuşlara çığlıklar atar...
Mevsim, sonbahar...
Bir kahve daha olsa,
ömür çok mu uzar?
____Mine Sarmış
#MinelAşk




0 Yorumlar